Mert Erensal Yazdı; ”Galibiyet Teselli Değil, Alarm Zili…”

Beşiktaş, St. Patrick’s karşısında aldığı 3-2’lik galibiyetle tur atlamış olabilir; ancak sahadaki görüntü, siyah-beyazlı camianın geleceği için umut değil, endişe veriyor. Özellikle ilk yarıda oynanan futbol, bir büyük takımın değil, sahada ne yaptığını bilmeyen dağınık bir topluluğun tablosuydu.
Ole Gunnar Solskjaer, Beşiktaş’ın başına geldiği günden beri sahaya koyduğu hiçbir taktiksel planla fark yaratamadı. Haftalardır takım aynı hataları tekrarlıyor, aynı temposuz oyun, aynı kırılgan savunma, aynı üretkenlik sorunu… Sanki takımın başında, oyunu okuyan, müdahale eden bir teknik direktör değil; sadece kenarda maçı izleyen bir figür var. Set hücumu takımı olması gereken Beşiktaş’ın elindeki kadro, baskılı ve sert bir set hücumunu oynayabilecek seviyede değil. Bu durum, rakiplerin işini kolaylaştırırken, Beşiktaş’ın oyun karakterini tamamen silikleştiriyor. Bu, sahadaki üretkenlik sorununu derinleştiriyor.
Yönetim ise hâlâ eksik olan kanat ve stoper bölgesine transfer yapmamakta ısrarcı. Bu gecikme hem teknik ekibin elini zayıflatıyor hem de mevcut oyuncuların üzerindeki baskıyı artırıyor. Sahada izlediğimiz Paulista, Jurásek ve Rafa Silva’nın performansları ise kabul edilemez derecede düşük. Özellikle Rafa Silva geçen seneyi mumla aratıyor. Problemi ne ise hemen çözülmeli veya kendisine teşekkür edip vedalaşılmalı, geçen senenin can simidi bu sene el freni vazifesi görüyor.
Bu oyun, sadece St. Patrick’s karşısında değil, haftalardır süregelen kötü futbolun yansıması. Tribünlerin tepkisi, aslında biriken öfkenin patlamasıydı. Eğer teknik ekip ve yönetim, bu uyarıyı görmezden gelirse, önümüzdeki haftalar çok daha sıkıntılı geçebilir.

Mert Erensal