Aleks Özkuyumcu

47 Dakikalık Derbi

2 Ekim Pazar akşamı İstanbul’da yapılabilecek en güzel ve keyifli etkinliklerden birisi olması beklenen Beşiktaş Fenerbahçe derbisi belki de son yılların en sıkıcı İstanbul derbisi oldu. İstanbul boğazının iki yakasını bir araya getiren bu muhteşem şölen için, hava durumu da ortam da çok güzeldi. Derbi öncesinde konuşabileceğimiz en olumsuz konu ise İstanbul Valiliği ve kulüplerin kararıyla 3 İstanbul takımının kendi arasında oynayacağı maçlarda deplasman taraftarının alınmama kararı olabilir. Türkiye’nin en büyük şehrinde 2.000 adet deplasman taraftarının güvenliğini sağlayamayacaklarını düşünen yetkililerin o koltukları boşuna işgal etmeyip istifa etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Futbol taraftar ile güzel. Daha önceki hafta İstanbulspor yönetiminin fahiş fiyat uygulaması yüzünden 70bin kişilik stadyumun çok büyük çoğunluğunun boş kalması ile zevksizleşen maçı görmüştük. Aynı durum deplasman taraftarının olmaması durumunda da geçerli. Özellikle futbolun en büyük şöleni olan derbi maçlarında rakip takım taraftarının olmaması durumu iyice tatsızlaştırıyor.

 

Dün akşam bu tatsızlık ile başladığımız maç Beşiktaş taraftarının stadyumu tamamen doldurması ile biraz keyifli hale getirmişti. Bu sefer de devreye hakem ekibi girdi. Sosyal medyadan takip ettiğim kadarıyla her iki takımın taraftarları da hakemden, verilen/verilmeyen kartlardan, faullerden çokça şikayetçiydi. Şahsen ben de özellikle ilk yarı yönetimi olarak hakemi hiç iyi bulmadım ama ikinci yarı sanki biraz daha iyiydi ve maçı oynatmaya çalışıyordu. Dünkü hakemin 2. yarı performansını Türk hakemliğinde bir standart haline getirirsek daha iyi olabilir gibi. Hakemle ilgili bir eleştirim de (gerçi bu hakemin kontrolünde mi yoksa bu bir talimatla zorunlu mu yapılıyor bilmiyorum) dünkü hava hiç su molası verilmesine gerek duyulacak bir hava değildi. Maçta su molası verildiğini duyunca baya şaşırdım.

 

Topun toplam 47 dakika gibi ortalamanın çok altında oyunda kaldığı bir derbide saha içinden ne kadar bahsedebiliriz açıkçası çok bilmiyorum. Valerian İsmael ve Jorge Jesus’un maç içerisinde çok büyük bir taktiksel savaş verdiklerini gördük. Her iki takım da kendilerinden beklenen oyunu rakibin izin vermemesi sebebiyle oynayamadı. Beşiktaş taraftarı teknik direktörünün neden değişiklik yapmadığını sorgularken Valerian İsmael ise rakibin hamlesini bekliyormuş. Jorge Jesus hamle yaptığı anda karşı hamle yapan Valerian İsmael’in yaptığı hamlenin çok daha işe yarar bir hamle olduğunu maç sonunda değişen dengelerden ve gelen pozisyonlardan gördük. Bugüne kadar oynanan maçlarda yaptığı oyuncu değişiklikleriyle genelde hata yapan ve bugüne kadar hep bu konu üstünden eleştirilen Valerian İsmael bu sefer rakibini bekleyip onun hamlesine karşılık verince satrancı -her ne kadar skor gelmese de- kazanmış oldu. Geldiği günden beri ligin MVP’si olan Ghezzal’in oyuna girmesi ile de her şey değişti Beşiktaş oynayabilmeye başladı. Ghezzal’in oyuna girmesinden önce defansın arkasında atılmaya çalışılan her top Fenerbahçe’nin muhteşem şekilde uyguladığı ofsayt taktiğine kurban gitmişken Ghezzal sonrası daha çok yan top yapmaya başlayan Beşiktaş çok ciddi 2 pozisyonla karşı karşıya kaldı ama maalesef gol olamadı. Futbolun bu tarz taktiksel hamlelerini ve detaylarını izlemeyi sevenler için belki güzel bir karşılaşma olmuştur ama izleyen çoğunluk için maç son dönemin en sıkıcı derbisi olarak kayıtlara geçti…